Konu: KAVRAMLAR KÖŞESİ > A Perş. Mayıs 01, 2008 1:13 pm
AFOROZ : Hıristiyanlık gibi bazı dinlerde, dine ve dinî kurumlarla otoritelere karşı ağır suç işleyenlere kilise tarafından verilen dinî topluluktan (cemaat) çıkarılma cezasıdır. Aforoz edilenlerin dinî törenlere katılması yasaklanır ve kilise üyeliği hakları elinden alınır. Katolik Kilisesi özellikle bu yetkisini bir silah olarak kullanmış ve Orta Çağ Avrupası'nda büyük bir güç haline gelmiştir.
ANADOLU HİSARI : İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında Göksu Deresi'nin denize döküldüğü yerde 1395 yılında I. Bayezid (Yıldırım ) tarafından İstanbul'un kuşatılmasına destek olması için yaptırılmış bir kaledir. Doğu-Batı yönünde 65 metre, Kuzey-Güney yönünde 80 metre uzunluğunda ve 2,5 metre genişliğinde surlardan oluşmuştur. İstanbul’un alınmasında ve boğazların denetim altında tutulmasında önemli rol oynayan hisar,İstanbul'un alınmasından ve Karadeniz'de askeri üstünlük sağlanmasından sonra eski önemini yitirmiştir.
ANADOLU VE RUMELİ MÜDAFAA-İ HUKUK DERNEĞİ : Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti'nin imzaladığı kayıtsız koşulsuz bir teslim antlaşması olan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra Anadolu yer yer işgal edilmeye, ayrılıkçı azınlık eylemleri de yaygınlaşmaya başlamıştı. Ulusun bağımsızlığının ve yurdun bütünlüğünün tehlikede olmasına karşın, Osmanlı yönetiminin eli kolu bağlı olarak bu gelişmelere seyirci kalması nedeniyle , yurtseverler bölgesel kurtuluşu amaçlayan örgütler kurdular. (Müdafaa-i Hukuk dernekleri ve Kuvay-i Milliye birlikleri gibi). Bu yerel yurtsever örgütler, 4-11 Eylül 1919 tarihinde toplanan Sivas Kongresi ile birleştirilerek, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği kuruldu. Bu örgütün yönetim kurulu da "Temsil Kurulu" adını alarak Ulusal Bağımsızlık Mücadelesini yönetmiştir. Bu örgüt, 9 Eylül 1923 tarihinde Halk Fırkası kuruluncaya dek varlığını sürdürmüştür. Bu tarihte Halk Fırkasına dönüşmüştür.
ANAERKİL : Soyda temel olarak anayı alan ve ailede çocukları anaya maleden Klan ( gen ) ve Aşiret (kabile) gibi ilkel sınıfsız topluluklarda görülen toplumsal bir yapıdır. Bu yapı daha çok insanların toplu olarak yaşadıkları ve doğan çocukların babalarını tanımadıkları komünal (ortakçı) topluluklarda görülür. İnsanların kendi gereksinmelerinden fazla mal ürettikleri, özel mülkiyetin ve köleciliğin ilk olarak ortaya çıktığı Tunç Çağı'nda Anaerkil yapı tarihsel olarak bozulmaya ve değişmeye başlamıştır. Yerini ise, zamanla babaerkil yapı almıştır.
ARİSTOKRAT (Köle sahibi) : İlkçağ'da Yunanistan'da köle sahibi egemen-yönetici sınıf için kullanılan bir deyimdir.
Osmanlı Devleti'nde müftü ve kazasker gibi ulema sınıfından olanlara özellikle de, emekliye ayrıldıklarında verilen maaş veya belli bir topraktan sağlanan yıllık vergi geliridir.