EBRU :
Daha çok cilt yapımında kullanılan bir kağıt boyama tekniğidir. Koyu kitreli suyun üzerine dökülen çeşitli boyalar ince bir tel parçasıyla şekillendirilir ve bir kağıt bu boyalı sıvının üzerine konularak ve kaldırılarak elde edilir.
EDİLLE-İ ŞERİYE :
Şeriat yasalarına göre bir konuda karar verebilmek için dayanılacak olan delillerdir. Bunlar :
1. Kur'an yani Allah'ın sözleri ve buyrukları,
2. Hadis yani Hz. Muhammet'in sözleri, davranışları ve buyrukları,
3. İcma-ı Ümmet yani Müslümanların oy birliği,
4. Kıyas-ı fukaha yani İslam hukukçularının (fakih) başka, benzer konularla kıyaslayarak verdikleri kararlardır.
EHL-İ BEYT :
İslam inanışında Hz. Muhammet'in soyundan gelen anlamındadır. Kur'anda Hz. Ali, Hz. Fatma ve oğulları tarafından kurulan aile olarak söz edilir.
EHL-İ KİTAP :
Müslümanlardan başka, İslamiyet'in onayladığı ve Allah tarafından bir peygamber (Resul ) aracılığıyla indirilmiş kutsal kitaplara ( Zebur, Tevrat, İncil ) inananlardır.
EMANET-İ MUKADDESE ( Kutsal emanetler ) : :
Topkapı Sarayında, hazine dairesinde saklanan Hz. Muhammet'e, Kabe'ye ve İslam inanışında saygın olan bazı kişilere ait olan eşyalardır. Bu eşyalar I. Selim'in 1517 yılında yaptığı Mısır Seferi'nden sonra İstanbul'a getirttiği eşyalardır. Bunlar; Hırka-i Saadet ( Hz. Muhammet'in hırkası ), Hz. Muhammet'in bir dişi, ayak izinin olduğu bir taş, atının bir çift nalı, bir seccadesi, sancağı, yayı, tevemmüm tası, iki asa ( biri Hz. Şuayb'ın), Hz. Nuh'un tenceresi, Hz. İbrahim'in kazanı, Hz. Yusuf'un gömleği, Hz. Davut'un kılıcı, Hz. Ebu Bekir'in seccadesi, Hz. Hüseyin'in gömleği, Hz. Hatice'nin gömleği, Dört Halifenin sarıkları ile tespih ve kılıçları, Cafer Tayyar'ın kılıcı, Halid Bin Zeyd'in kılıcı, Hz. Osman'ın el yazması Kur'anı, Kabe'nin anahtarı ile altın oluğu ve daha bir çok eşya ve silahtır.
ENDERUN:
Osmanlı Devleti'nde Topkapı Sarayı'nın bir bölümüdür. Burada görevli olanlara Enderun Ağaları, ya da Enderunlular denilirdi. Burada görev alacak devşirmeler genellikle padişah tarafından seçilirdi. Seçilenler öğretmenlerden çeşitli dersler alırlar ve Türk- İslam kültürüyle eğitilirlerdi. Buradaki yedi yıllık eğitimde devşirmelere çeşitli beceriler de kazandırılırdı. Enderun uzun süre Osmanlı Devleti'ne bürokrat, komutan ve sanatçı yetiştiren bir okul olmuştur. ENGİZİSYON :
Ortaçağ'da Katolik Kilisesi'nce kurulan özel soruşturma mahkemeleridir. Katolik Kilisesi gücünü ve ideolojisini korumak amacıyla, düşünce ve inançları kilisece yanlış ve tehlikeli bulunan kişilerle, simyacı, büyücü ve cadı olarak nitelendirilen kişileri sorguluyor ve genellikle de yakılarak öldürülmelerine karar veriyordu. Bu yolla kilise düşüncenin, bilimin ve toplumsal gelişmenin önünü tıkayarak Katolik dünyasının tek bilgi kaynağı ve egemeni olma özelliğini sürdürmeye çalışıyordu. En ünlü engizisyon mahkemeleri İspanyol Engizisyonu, Ortaçağ Engizisyonu ve Roma Engizisyonu idi. ERGENEKON DESTANI :
Türkler'in en tanınmış, en yaygın destanlarından biridir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı sözlü bir edebiyattır ve bu destan da o dönemlerin en önemli örneklerinden biridir. Bu destan en güzel biçimiyle XIII. Yüzyıl'da yaşamış İlhanlı tarihçisi Reşidettin tarafından Cami-ül Tevarih adlı eserle yazılmıştır. Ergenekon Destanı'nda bir savaşta soyları kırılan Göktürkler'in korunaklı bir yer olan Ergenekon'a sığınmaları, burada 400 yıl yaşadıktan sonra çoğalıp buradan çıkışlarının öyküsü anlatılır.
ERMENİLER :
MÖ: VI. Yüzyıl'da Kafkaslar bölgesine gelip yerleşen bir topluluktur. Önce Medler'in sonra da, Persler'in egemenliği altına girdiler. Bu devletlerin yıkılmalarından sonra bağımsızlıklarına kavuştular. MÖ:I. Yüzyıl'da en güçlü dönemlerini yaşadılar. 300 yılında Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğindeyken Hıristiyanlığı benimsediler. VII. Yüzyıl'da Arap- İslam Devleti'nin egemenliği altına girdiler. Selçuklular'ın ve Moğollar'dan sonra Memluklar'ın ve Osmanlılar'ın egemenliği altına girdiler. XIX. Yüzyıl'da başlayan Rus egemenliği Ekim 1917 Devrimi'ne dek sürdü. Bağımsızlıklarını elde ettikten bir süre sonra 4 Aralık 1920'de Bolşevik Devrimi'ni gerçekleştirerek Gürcistan ve Azerbaycan'la birlikte Kafkas Cumhuriyetlerini kurdular, 1923 yılında da SSCB 'nin oluşumuna katkıda bulundular ve birliğin bir parçası oldular. SSCB'nin dağılmasından sonra da bağımsız devletlerini kurdular.
EYYUBİLER ( 1171-1252 ) :
Mısır, Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Yemen'de hüküm sürmüş bir devlettir. Kurucu- su Selahaddin Eyyubi'dir. 1171 yılında Fatımi sultanının ölümü üzerine Mısır'da egemenliğini ilan eden Eyyubi, bir süre sonra Suriye, Yemen ve Güneydoğu Anadolu'yu ele geçirdi. 1187 yılında Kudüs'ü alarak III. Haçlı Seferi'nin düzenlenmesine neden oldu. Selahaddin Eyyubi'nin ölümünden sonra gücünü yitiren devlet 1252 yılında Memluklar tarafından yıkıldı. 1470 yılında Akkoyunlu Devleti'nin saldırısıyla Eyyubiler'in Diyarbakır'daki son kalıntısı da ortadan kaldırılmıştır.